Fazla Verilen Paranın Geri Alınması – İİK m. 361

Fazla verilen paranın geri alınması, ilamlı veya ilamsız tüm icra takiplerinde, her ne sebeple olursa olsun, borçludan fazla para tahsil edilen her durumda uygulama yeri ve alanı bulunan özel bir hükümdür.

Hukuki Dayanak ve Benzer Düzenlemeler

Fazla verilen paranın geri alınması, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu‘nun 361. maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre icra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.

Anılan hükümde fazla verilen paranın geri alınmasının yalnızca 2 durumda mümkün olacağı dile getirilmiştir. Ya borçludan fazla para tahsil edilip alacaklıya verilmeli ya da bir tarafa yanlışlıkla para ödenmeli.

Hüküm her ne kadar açık olsa da uygulama birtakım sorunlara sebep olmaktadır. Zira bu sorunun kaynağı mevzuatımızda bu konuyu düzenleyen birçok hüküm bulunmasıdır. Örneğin Türk Borçlar Kanunu’nda sözleşmeden kaynaklanan alacak, sebepsiz zenginleşme gibi hukuki ilişkiler düzenlenmişken İcra ve İflas Kanunu’nda icranın iadesi gibi özel düzenlemeler bulunmaktadır. Bu sebeple her somut olaya göre hangi hükmün uygulanması gerektiğinin ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.

Borçludan Tahsil Edilmiş Bir Para Olmalıdır

İcra ve İflas Kanunu’nun 361. maddesindeki düzenlemede açıkça “borçludan” ifadesi kullanılmıştır. Bu durumda İİK m. 361 hükmüne başvurabilmek için fazla tahsil olunan paranın borçludan tahsil edilmiş olması gerekmektedir. Takibin borçlusu olmayan 3. bir kişinin yapmış olduğu ödemeyi İİK m. 361 hükmüne göre iade alabilmesi mümkün değildir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/11424 Esas 2018/7748 Karar

Şu halde İİK’nun 361. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince “borçludan” tahsil edilmiş bir para mevcut olmalıdır. Somut olayda; iade isteminde bulunan icra takibinin borçlusu olmayıp, borçlu hakkında ki başka bir takip dosyası alacaklısı olduğundan, İİK 361. maddesine dayalı olarak iade talebinde bulunamaz.

Borçlunun Maaşından Yapılan Kesintinin İadesi İçin İİK m. 361 Hükmüne Başvurulamaz

Borçlunun maaşından yapılan kesintiler sona erene kadar esasında alacaklının hukuka uygun talebine yani maaş haczi talebine dayanmaktadır. Bu sebeple ortada yanlışlıkla ödenen bir para bulunmamaktadır. Bu durumda maaş haczinden yapılan kesintilerin alacaklıya ödenmesi neticesinde bu paranın iadesi İİK m. 361 hükmüne göre yapılamaz. Bu paranın iadesi için borçlunun dava açması gerekmektedir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/3759 Esas 2018/9287 Karar

Bu açıklamalara göre, icra müdürünün şikayetten önceki haciz işlemleri yasal zorunluluktan kaynaklandığı için, kesintilerin İİK’nun 361. maddesinin uygulanması suretiyle geri alınması mümkün değildir. Bu nedenle, anılan istemin borçlu tarafından genel mahkemede açılacak bir istirdat (geri alma) davasında tartışılması gerekir.

O halde; borçlunun maaşından yapılan kesintinin, İİK’un 361. maddesinin uygulanması sureti ile geri verilmesi mümkün olmayıp, fazladan yapıldığı iddia olunan kesintilerin şikayete konu takip dosya alacağından mahsubuna da imkan bulunmadığından mahkemece, borçlunun takas mahsup talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Fazla Verilen Paranın Geri Alınması ve İstirdat Davası

İstirdat davası, İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinin 6, 7 ve 8. fıkralarında düzenlenmişken fazla verilen paranın geri alınması aynı kanunun 361. maddesinde düzenlenmiştir.

Her ikisi de İcra ve İflas Kanunu’nda yer alan özel düzenlemedir. Başka bir deyişle kanun koyucu genel hükümlere başvurmak yerine ilgilisine daha özel ve daha hızlı bir çözüm getirmiştir. Ancak bu iki hüküm de kendi içerisinde ayrıca değerlendirilmelidir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007/13-848 Esas 2007/840 Karar

Borçlunun o yoldaki talebine rağmen, icra müdürlüğü iadeyi sağlamadığı takdirde, bu işleme karşı borçlunun İcra ve İflas Kanunu’nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca şikayet yoluna başvurabileceği açıktır. Bu yolun, borçlu yönünden genel hükümlere göre dava açma yoluna oranla daha az güvence sağlayacağı da ileri sürülemez. Zira, icra müdürü işlemini şikayet yoluyla inceleyecek olan da bir Mahkeme (İcra Mahkemesi)dir ve onun kararına karşı kanun yolları da açıktır. Dahası, fazladan tahsil edilen paranın istirdadı konusunda ayrı bir ilam alınmış olsa bile, o ilamın infazı yine icra dairesince sağlanacağına göre, dava yoluyla elde edilecek başkaca ve pratik bir yarar da bulunmayacaktır.

Hal böyle olunca, somut olayda, davacının fazladan tahsil edildiğini bildirdiği miktarlar yönünden İcra ve İflas Kanunu’nun 361. maddesi çerçevesinde talepte bulunması gerektiğinin, eldeki istirdat davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığının, dolayısıyla davanın bu nedenle reddi gerektiğinin kabulü zorunludur.

Konu ile ilgili daha fazla bilgi almak için İletişim sayfamız üzerinden bizlere ulaşabilirsiniz.

Avukat Barış Selçuk Şahin
Avukat Barış Selçuk Şahin

Buraya bir açıklama gelecek ancak ne yazacağımıza henüz karar veremedik.

Makaleler: 75

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir