Borç Verilen Para Nasıl Geri Alınır?

Borç verilen para, icra takibi başlatmak ya da dava açmak suretiyle geri alınabilir. Ancak bu yöntemlere başvurmadan önce dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır. Bu yazımızda ise icra takibine veya davaya dayanak teşkil eden hukuk kurallarına ve bu hukuk kurallarının uygulanması sonucu verilen emsal kararlara değineceğiz.

Hukuki Dayanağı Nedir?

Borç verilen paranın iadesine ilişkin hükümler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu‘nda ödünç sözleşmesi olarak düzenlenmiştir.

Türk Borçlar Kanunu’nun 386. maddesinde “Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.

İspat Yükü Kimin Üzerindedir?

İspat yükü, öncelikli olarak, paranın borç olarak verildiğini iddia eden kişiye aittir. Paranın borç olarak verildiğini iddia eden kişi, bu iddiasını ispatlar ise bu durumda ispat yükü yer değiştirecek ve artık karşı taraf, borç olarak verilen parayı iade ettiğini ispat yükü altında bulunacaktır.

6098 sayılı Kanun’un 555 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelik olarak bir ödeme vasıtasıdır. Yani havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleyi yapan kişi, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2023/5754 Esas 2024/930 Karar)

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereği herkes iddiasını ispatla yükümlü olup, davacının, davalıya ödünç verdiğini ödeme dekontlarında yer alan ”borç” ibaresiyle kanıtladığı, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyulduğu ve bozma doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, alacak likit ve belirli olup davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2023/828 Esas 2023/2465 Karar)

Banka Dekont Açıklamasında Hiçbir Şey Yazmaması

Para gönderme işlemi yapılırken açıklama kısmına hiçbir şey yazılmaması, başka bir deyişle banka dekont açıklamasının boş olması durumunda, parayı gönderen kişinin, bu parayı borç olarak gönderdiğini ispatlaması gerekmektedir. Zira banka dekont açıklamasının boş olması durumunda gönderilen paranın “borç ödeme” amacıyla gönderildiği kabul edilmektedir.

Banka Dekont Açıklamasında “Borç” Yazması

Para gönderme işlemi yapılırken açıklama kısmına “borç”, “borç olarak” ve “borç verme” gibi ibarelerin yazılması durumunda, gönderilen paranın “borç verme” amacıyla gönderildiği kabul edilmektedir.

Bu durumunda borç para veren kişi, iddiasını banka dekontu ile kanıtlamış olmaktadır. Artık bu saatten sonra parayı alan kişi bu borcu ödediğini ispatlamalıdır.

Borç Verilen Para Ne Zaman İstenebilir?

Borç verilen paranın ne zaman istenebileceğine ilişkin Türk Borçlar Kanunu’nda açık bir düzenleme bulunmaktadır.

Türk Borçlar Kanunu’nun 392. maddesindeki düzenlemeye göre ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir.

Maddede açıkça belirtildiği üzere borç verilen paranın ne zaman geri verileceği konusunda bir anlaşma yapılmamışsa öncelikli olarak karşı tarafa 6 haftalık ödeme süresi tanınması gerekmektedir.

Karşı tarafa tanınan 6 haftalık sürenin bitmesi ile birlikte icra takibi başlatılması veya dava açılması gerekmektedir.

Emsal Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere 6098 sayılı Kanun’un 392 nci maddesinde yer alan “Ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir.” ibaresinden, alacaklının ödünç verdiği şey için dava açması ya da takip başlatması için ilk istemden başlayarak altı hafta beklemesi gerektiği, alacağın bu süre sonunda muaccel olacağı, muaccel olmayan bir alacak için dava ve takip başlatılmasının mümkün olmadığı, muaccel olmayan bir alacak için açılan davada 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (h) bendi kapsamında hukuki yararın bulunmadığı ve kanunda yer alan bu ibarenin dava şartına ilişkin olduğu ve Mahkemece verilen red kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2024/248 Esas 2024/1217 Karar)

Konu ile ilgili daha fazla bilgi almak için İletişim sayfamız üzerinden bizlere ulaşabilirsiniz.

Avukat Barış Selçuk Şahin
Avukat Barış Selçuk Şahin

Buraya bir açıklama gelecek ancak ne yazacağımıza henüz karar veremedik.

Makaleler: 75

Bir Yorum

  1. İyi günler.
    Daha önceden herhangi bir alacak/borç ilişkisi söz konusu olmaksızın; Akrabama daha sonra kendisinden geri almak üzere elden altın vermem gerekiyor.
    Lakin yakın akrabalık ilişkisinden dolayı yazılı beyan/belge olmadığı gibi tanıklık da bulunması pek mümkün değil.
    Bu durumda; altını verirken akrabamın rızası dışında (habersiz/gizli) olarak kamera kaydı almış olsam daha sonra verdiğim altının geri alım sürecinde herhangi bir sorun yaşarmıyım?

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir